MAHKEMESİ : Tunceli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 17/02/2014NUMARASI : 2013/26-2014/6 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte borçlu nun diğer şikayet nedenleri yanında asıl borçlu aleyhine takip başlatılmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu mahkemece, istemin icra emri tebliğine göre süresinde olmadığından bahisle reddine ve borçlu aleyhine tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun, üçüncü kişilerin ve kamunun menfaatini korumak için konulmuş "amir hükümlere" aykırı olarak yapılmış işlemler kamu düzenine aykırıdır. Bu işlemler için her zaman şikayet yoluna gidilebilir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku-1988 Baskı cilt:1, sh:94-HGK. 22.01.2003 tarih, 2003/12-17 E. 2003/29 K.).Somut olayda alacaklı T.. K..eratifi vekili tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatılmış, örnek 6 nolu icra emri borçlu Kazım Yallı'ya 12.07.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekilinin yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 09.12.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurarak diğer şikayetlerinin yanısıra zorunlu takip arkadaşlığına ilişkin şikayetini de ileri sürdüğü görülmektedir. İİK'nun 149. maddesinde; "İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. HMK'nun 124/3.maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4.fıkrasında da “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK.nun 124/3. maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebilir. Söz konusu eksiklik İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebilir. Bu durumda da borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçluya yöneltilmesi için alacaklıya ara kararla kesin süre verilmeli, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi) halinde bu konudaki şikayet konusuz kalacağından diğer şikayet nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi, verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde hüküm tesisi gerekmektedir. O halde mahkemece, borçlunun, zorunlu takip arkadaşlığına ilişkin şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konudaki istemin de süre aşımından reddi isabetsizdir. Öte yandan, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takip ilamlı icra takibi olup yasada öngörülmediği halde borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması da doğru değildir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.