Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27146 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 14445 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İstanbul 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/07/2009NUMARASI: 2008/1121-2009/1553Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 06/04/2010 tarih, 2009/26249 E., 2010/8305 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, çekte keşideci konumunda bulunan borçlu ...Boya ve Kuyum.San.ve Tic.Ltd.Şti. ve lehtar İ. T.., çekin arkasında bulunan keşidecinin ciro imzasına itiraz ederek ciro silsilesinin kopuk olduğunu ileri sürmüşler, mahkemece yapılan yargılama sonunda ciro imzasının keşideciye ait olmadığından bahisle istemin kabulüyle takibin iptaline karar verilmiştir. TTK'nun 702. maddesi uyarınca "Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, selahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yok hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse bu son ciroyu imzalayan kimse, çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır."Somut olayda, çekin arkasında ciranta olarak atılan keşideci imzası borçluya ait olmadığından geçersiz olup yok h??kmündedir. Alacaklı hamil H. Ç.. beyaz ciro ile bu çeki aldığından ve kendisinin de çekler üzerinde cirosu bulunduğundan, yukarıda belirtilen TTK'nun hükümleri uyarınca, yetkili hamil sayılır. Ayrıca borçlular, çekin üzerine atılan keşideci ve lehtar imzalarını da inkar etmemişlerdir. TTK.nun 589. maddesinde belirtilen imzaların istiklali prensibi de dikkate alındığında, kendi imzasını inkar etmeyen keşideci ve lehtar borçlular, bu imzasından dolayı borçtan sorumlu ve dolayısiyle çek bedelini ödemekle yükümlüdürler. Bu durumda mahkemece keşideci ve lehtar konumundaki borçluların itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 06/04/2010 tarih ve 2009/26249 E., 2010/8305 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.