MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/05/2009NUMARASI: 2006/727-2009/875Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;2) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, takibe konu senetle ilgili olarak İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/259 Esasına kayıtlı resmi evrakta sahtecilik suçundan kamu davası açıldığını, bu nedenle İstanbul 3. İcra Müdürlüğünden HUMK'nun 317. maddesi gözetilerek icra dosyası üzerinden işlem yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını istediklerini, bu isteklerinin icra müdürlüğünce 31/05/2006 tarihli kararla reddedildiğini bildirerek, icra müdürlüğünün bu kararının kaldırılmasını talep etmiş, ayrıca şikayet dilekçelerinde alacaklı aleyhine İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış oldukları ve halen derdest olan 2004/209 Esasta kayıtlı menfi tespit davasının da bulunduğunu beyan etmiştir. Şikayetle ilgili olarak mahkemece, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/02/2009 tarih ve 2008/436-2009/16 sayılı kararı ile borçlu şirket açısından takip konusu senetteki kaşenin sahte olduğu anlaşıldığından ve dolayısıyla tüzel kişi şirket adına takip yapılamayacağından, şirketle ilgili takibin iptaline karar verilmiştir. Borçlu şirket vekilinin talebi, şikayetin yapıldığı tarih de gözetildiğinde, icra takibinin ceza davası kesinleşinceye kadar durdurulması olduğu halde, icra mahkemesince HUMK'nun 74. maddesine aykırı olarak takibin iptaline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, halen derdest durumdaki İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/209 Esasına kayıtlı menfi tespit davası sonuçlanmadan takibin iptaline karar verilmesi de isabetsiz olup, mahkemece istek gibi takibin durdurulmasına karar vermek gerekirken, istek dışına çıkılarak takibin iptaline karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirir ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 26/05/2009 tarih ve 2006/727-2009/875 sayılı kararının hüküm bölümünün ikinci fıkrasındaki şirketle ilgili olarak "takibin iptali" cümlesi yerine "takibin durdurulması" sözcüğünün yazılmasına, mahkeme kararının düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 09/02/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.