MAHKEMESİ : Anamur İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/04/2014NUMARASI : 2013/108-2014/40 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından, asıl borçlu N.. Y... ve eski malik N.. T.. aleyhinde 28.01.2013 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 9 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine, N.. T..'un yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, alacaklı vekilinin ise itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. İcra takibinin dayanağı olan 13.04.2006 tarih ve 1773 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, N. Y..’un T.Vakıflar Bankası T.A.O.’dan alacağı kredilerin teminatı olarak 3.kişi N.. T.. adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, 15.06.2009 tarihinde taşınmazın ipotekle yükümlü olarak 3.kişi E.. O....tarafından satın alındığı, asıl borçlunun N.. Y.., E.. O..’ın ise ipotekli taşınmaz maliki 3.kişi olduğu anlaşılmıştır. İİK’nun 149. maddesinde “İcra Müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği” düzenlenmiştir. İİK. nun 149.maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmalıdır. İcra Müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve def’ilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik sonradan tamamlatılamayacağı gibi, kamu düzeni ile de ilgili bulunduğundan, takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilecek nitelikte olup, mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gereken hususlardandır. O halde mahkemece açıklanan nedenlerle re’sen itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.