Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27054 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20116 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Alanya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/04/2014NUMARASI : 2014/63-2014/176 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak bonolar üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, çekte tahrifat yapıldığını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şirket yetkilisinin duruşmaya gelmediğinden bahisle itirazın reddine karar verilmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde de, tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır. Somut olayda, dosya içerisinde mevcut ödeme emri tebligat mazbatasında "evrak almaya yetkili amir olduğunu beyan eden M... D...'e tebliğ edildi" ibaresinin yazılı olduğu, evrakı almaya yetkili amir olarak da M.. D...'in imzasının bulunduğu görülmektedir. Şikayete konu tebligatların muhatap şirket yetkilisinin orada bulunup bulunmadığı tespit edilmeden ortağı olduğundan bahisle M.. D..'e tebliğ edildiği ve bu haliyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 13. maddesine ve Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesine aykırı ve usulsüz olduğu tespit edilmiştir. O halde mahkemece, borçlu şirkete anılan hususta usulüne uygun şekilde meşruhatlı muhturanın tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir iken usulsüz tebligat esas alınmak suretiyle borçlu şirket yetkilisinin duruşmaya gelmediğinden bahisle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.