MAHKEMESİ : Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/10/2013NUMARASI : 2013/1027-2013/920 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 24.04.2014 tarih ve 2014/5513-11952 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun haczedilen taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİKnun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu E.. D.. vekili Av. A.. P..’in vekaletnamesini de ibraz ederek 17.12.2009 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, duran takibin devamı için açılan itirazın iptali davası kabul edilerek Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.07.2012 tarih ve 2010/112 Esas, 2012/278 Karar sayılı itirazın iptali ilamına istinaden takibe devam edildiği ve borçlunun taşınmazına 26.09.2012 tarihinde haciz konulduğu, 22 örnek davet kağıdının 15.10.2012 tarihinde borçlu asile tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, icra dosyasında avukatının vekaletnamesinin bulunduğunu, avukat ile temsil edildiğini ve avukatına hacizle ilgili hiçbir tebligat gelmediğini bildirdiğine göre tebligata ilişkin usulsüzlüğü de ileri sürdüğünün kabulü gerekir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Dolayısıyla borçlu asile yapılan tebliğ ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süre işlemeye başlamaz. Bu itibarla, borçlu vekilinin vekaletnamesini ibrazından sonra 22 örnek davet kağıdının borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. O halde mahkemece, şikayet süresinde kabul edilerek işin esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 24.04.2014 tarih ve 2014/5513 Esas, 2014/11952 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.