MAHKEMESİ: Şişli 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 21/09/2005NUMARASI: 2005/105-1189Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve alacaklı vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmişolmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Davacı borçlu şirket vekili takip konusu 31.8.2004 keşide tarihli ve 30.000.000.000, 1.9.2004 keşide tarihli 40.000.000.000, 30.8.2004 keşide tarihli 30.000.000.000 bedelli 3 adet çekin karşılığını alacaklı şirkete ödendiği, bununla ilgili münferit şirket yetkilisi tarafından düzenlenen ödeme belgesi ibraz ederek borca itiraz etmiştir. Alacaklı şirket vekili müvekkili şirketin 2500 Doların üzerindeki tutar kadar para çekilmesi ve bu limit dahilindeki çek, bono, poliçe ve diğer kıymetli evrakın bankalardan çekilmesi ve 3. şahıslara ciro edilmesi işleminin münferit imza yetkisine sahip şirket yetkilisi tarafından yapılamayacağını, düzenlenen belgenin müvekkil şirketi bağlamayacağını ileri sürmüştür.Dosyadaki ödeme belgesinin incelenmesinden sonra toplam tutarı 100.000.000.000 TL olan takip konusu çekler için 1.000.000.000 TL nakit ve 99.000.000.000 TL tutarlı 15.9.2004 keşide tarihli çek düzenlenerek verildiği bu karşılığın alacaklı şirketin tek yetkilisi tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır.Alacaklı şirkete ait imza sirkülerinin incelenmesinden 2500 dolara kadar çek, bono ve poliçe ile ilgili tediye işlemlerinin yapılması, kabulü ve 3. şahıslara cido edilmesi ile ilgili şirket yetkililerinin münferit imza yetkisi bulunduğu anlaşıldığından bu miktar üzerindeki alacağın kabulüne yönelik münferit şirket yetkilisi tarafından düzenlenen ödeme belgesinin düzenlenmesi, alacaklı şirketi bağlamayacağından mahkemece takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.Ayrıca mahkemece (takip konusu çeklerin tahsil edilip edilmeyeceği her iki tarafın ticari defterlerinde yapılacak inceleme sonucu anlaşılacağı, dar yetkili icra mahkemesinde bu incelemenin yapılamayacağı, dolayısıyla anlaşmanın yargılamayı gerektirdiği) sonucuna varılarak gerekçeye ters diğer şekilde takibin iptaline karar verilmesi de isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), borçlu vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda belirtilen bozma nedenlerine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 16.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.