Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 26874 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13220 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/03/2015NUMARASI : 2014/431-2015/163Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile takibe karşı borçlunun, çekin lehtar K.. Cıvata ... Ltd. Şti. adına imzalandığını ileri sürerek İİK'nun 169/a maddesine göre borca itiraz ettiği, mahkemece; başvuru İİK'nun 170/a maddesine dayalı alacaklının takip hakkı olmaması nedeniyle icra takibinin iptali talebi olarak nitelendirilerek, takibe konu çekte şikayetçi M.. K..'nun ciranta olarak isminin geçmediği, takibe konu çekten dolayı şahsi sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline ve İİK'nun 170/a maddesinde tazminat düzenlenmesi bulunmadığından borçlunun inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği, anılan kararın, borçlu vekili tarafından inkar tazminatına hasren temyiz edildiği anlaşılmaktadır.HMK'nun 20/1. maddesinde; ''Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir'' hükmü yer almaktadır. Aynı kural, takip hukukunda da geçerlidir.Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu hakkında yetkisiz icra dairesi olan Adana 4. İcra Müdürlüğü'nde, 21.04.2014 tarihinde takibe başlandığı, borçlunun süresinde yetki itirazı üzerine Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29.05.2014 tarih ve 2014/332 E-314K. sayılı kararı ile yetki itirazının kabulüne ve HMK'nun 20. maddesi gereği karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birisinin başvurusu halinde davacı hakkındaki icra takip dosyasının ayrılarak yetkili ve görevli Kahramanmaraş nöbetçi icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, kararın 15.07.2014 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin ise; Adana 4. İcra Müdürlüğü'ne 04.08.2014 tarihinde başvurarak dosyanın yetkili Kahramanmaraş İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istediği ancak bu tarih itibarı ile başvurunun yukarıda açıklanan yasa maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde yapılmadığı anlaşılmaktadır.HMK'nun 20. madde hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kararın borçlu vekilince temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz (Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/1-433 kararında benimsendiği gibi).O halde, mahkemece; kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelerek şikayetin kabulü ile İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline yönelik hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.