Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2656 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 22469 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Düzce İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/09/2008NUMARASI: 2007/54-2008/327Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından borçlular aleyhinde Tarım Kredi Kooperatifi borç senetlerine dayalı olarak ilamlı takip başlatılmıştır. Şikayetçi borçlu asıl alacaklı ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.264,496 TL lik kısma itiraz etmiştir.BK.nun 104/son maddesi hükmü gereği faize faiz yürütülmesi yasaktır. Ancak TTK.nun 8/son maddesi uyarınca ödünç para verme işleri, bankalar, tasarruf sandıkları ve Tarım Kooperatifleri hakkındaki hükümler saklıdır. BK.nun aynı yasanın 101/2. Maddesi gereğince de, sözleşmede ödeme (vade) tarihi belirlenmiş olması halinde ayrıca faiz yönünden borçlunun temerrüde düşürülmesi için ihtara gerek yoktur. 11.12.1957 tarih ve 17/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de; (takip konusu borç senetlerinde vade tarihinden itibaren faiz isteğinde bulunulursa BK.nun 101. Maddesi gereğince borcun ifa edileceği gün birlikte tayin edilmiş olacağından, vadesinde borcunu ödemeyen borçlu mütemerrit sayılacağı cihetle temerrüt faizinin, vade tarihinden itibaren hesap edilmesi gerekir.Somut olayda, Tarım Kredi Kooperatifi tarafından borçlular hakkında borç senetlerine dayalı olarak takip yapılmıştır. Sözü edilen borç senedinde borcun kapitalize edilecek faizi ile birlikte tahsil edileceği açıklanmış, ayrıca vade tarihinde borcun ödenmemesi halinde tahsil tarihine kadar uygulanacak faiz oranını açıklamış ve faizin kapitalize edilerek tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.Mahkemece yukarıda öngörülen kurallar ve taraflar arasındaki borç senetleri hükümlerine uygun olarak uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Yine kabule görede olayda uygulama yeri bulunmayan İİK.nun 169/a-6. Maddeye dayalı olarak alacaklının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması da usulsüzdür.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.