MAHKEMESİ: Ardahan İcra MahkemesiTARİHİ: 24/02/2006NUMARASI: 2005/48-2006/7Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1581 Sayılı Kanunun 12. maddesi “ kooperatiflerin kredi ile ilgili alacak senetleriy kayıtları ve her türlü taahhütname ve sözleşmeler ortağın oturduğu veya kooperatifin bulunduğu köy veya mahalle ihtiyar heyetleri tarafından parasız olarak tasdik olunur. Bu suretle tasdik olunan senetler ve belgeler İİK’nun 38. maddesinde yazılı belgeler hükmünedir” açıklamasını getirmiştir. İİK’nun 38. maddesi ise “mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi resen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefalet numuneleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.” hükümlerini içerdiğinden takip dayanağı 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifi borç senedi ilam niteliğindedir.Somut olayda takip dayanağı edilen ve yukarıda ilam niteliğinde olduğu belirlenen sözleşmede, muteriz borçlunun senette yazılı toplam alacak miktarının tamamından diğer borçlular ile birlikte müteselsil sorumlu olduğu yazılıdır. Bu durumda asıl alacak olarak her bir borçluya ödenen miktar yerine, senette yazılı tüm alacak miktarının esas alınması zorunludur. Ayrıca sözleşme konusu alacağın faizinin hesaplaması hususuna gelince; faize faiz yürütülmesi BK. 104/son maddesi hükmü gereği yasaktır. “Ancak 3095 S.K.’UN 3. maddesinde” kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemeyeceği, bu konuya ilişkin TTK hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. TTK.’nun ticari işlerde faiz serbestliğini ve mürekkep faizi düzenleyen “ticari işlerde faiz” başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise ödünç para verme işleri, bankalar, tasarruf sandıkları ve tarım kredi kooperatifleri hakkındaki hususi hükümlerin saklı tutulduğu gösterilmiştir. Dolayısıyla bu kuruluşlara özel kanunlarda yer alan faiz serbestisini sınırlandıran mürekkep faiz konusunda TTK.'nun 8/2 maddesinden farklı bir uygulama yapılmasını öngören düzenlemelerin önceliği vardır. ( Bkz. Ticari İşletme Hukuku. Prof. Dr. Sabih Arkan -4. Basım Ankara 1988) Taraflar arasında imzalanan borç senedinde de mürekkep faiz yürütüleceği kabul edilmiş ise de alacaklı kooperatifin Merkez Birliği, kanundan doğan bu yekisini kullanmak suretiyle kooperatif ortakları lehine değişik tarihlerde genelgeler yayınlayarak sözleşme dışı bir hesaplama yöntemi belirleyebilir yetkili merciin, yekisi dahilinde yürürlüğe koyduğu bu genelgelerin öncelikle uygulanmasında zaruret vardır. Takibe dayanak senetlerde borcun yazıldığı tarihten itibaren yıl sonunda ve ayrıca yılbaşında vade tarihine kadar geçen günler için faiz oranlarındaki artışlar ve genelgeler esas alınarak faiz miktarının hesaplanması gerekir ise de olayımızda alacaklı vekili, icra takiplerinde asıl alacak miktarları üzerinden %50 faiz talep ederek talebini sınırlamıştır. mahkemece taleple bağlılık ilkesi göz önünde bulunurularak yukarıdaki ilkelere göre yapılacak hesaplama ve talep edilen oranın üzerinde faize hükmedilemeyeceği nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekirken talep tarihinden tahsil tarihine kadarki dönemde Merkez Bankasının kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı değişken oranlı reeskont faiz oranının uygulanacağı yönündeki kabulünde de isabet bulunmamaktadır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.