Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26522 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14087 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Bitlis İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2015NUMARASI : 2014/8-2015/2Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu vekili, tanzim yerinin yazılı olmadığından senedin kambiyo vasfında olmadığını ileri sürmüş, mahkemece, borcun olmadığı yada ödendiği konusunda herhangi bir belge ibraz edilmediği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. İcra takibinin dayanağı olan 18.09.2013 vade tarihli ve 39.000,00 TL bedelli bonoda tanzim yerinin (D.bakır) olarak gösterildiği anlaşılmıştır.T.T.K.’nun 776/1-f maddesi gereğince bonoda düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Düzenlenme yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 14.12.1992 tarih ve 1992/1-5 sayılı kararına göre, keşide yerinin hiçbir duraksamaya meydan vermeyecek şekilde anlaşılabilir olması koşulu ile kısaltılmış "Ank." ve "İst." ile sınırlı olarak yazılması mümkündür.Somut olayda, dayanak bonoda (D.bakır) olarak belirtilen düzenlenme yerinin belirgin bir idari birimi belirtmemesi ve dolayısıyla TTK.nun 776/1-f maddesinde öngörülen koşulu içermemesi nedeniyle bononun kambiyo vasfında olmadığı sonucuna varılmalıdır. Öte yandan TTK.nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK.nun 714 ve 730. maddeleri uyarınca; belirli bir günde veya düzenlenme gününden veya görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantayı takip edemez. Bir başka ifade ile senedi düzenleyen protesto edilmediği için hamil, lehtar ve cirantaya karşı müracaat hakkını kaybeder. İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re'sen araştırılmak zorundadır. Bu durumda mahkemece, gerek bonoda düzenlenme yerinin bulunmaması, gerekse protesto koşulunun usulünce yerine getirilmemesi nedeniyle İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.