MAHKEMESİ: Bakırköy 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/09/2009NUMARASI: 2009/1007-2009/1475Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Konusu mal varlığı olan Borçlar Hukukuna ilişkin sözleşmelerden doğan davalarda yetki HUMK.nun 10. maddesinde belirtilen kurallara göre çözümlenir. Örneğin sözleşmedeki alacağın ödenmemesi, malın teslimi, cezai şartın ödenmesi gibi... Anılan madde sözleşmeden doğan davalar için iki özel yetki kuralı koymuştur.a-Sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkisi (aktin icra, ifa edileceği yer)b-Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisi (davanın açıldığı zaman davalı veya vekilinin orada bulunması koşulu ile)Sözleşmenin yerine getirileceği yer öncelikle tarafların açık veya zımni isteğine göre tesbit edilir. Sözleşmede karşılıklı olarak değişik yerlerde yerine getirilecek borçlar varsa (malın teslim edileceği yer-borcun ödeneceği yer), mal teslimi için açılacak dava teslim yeri mahkemesinde, borcun ödenmesi için açılacak dava ise borcun ödeneceği yer mahkemesinde açılabilir. Ancak sözleşmede açık veya zımni olarak sözleşmenin yerine getirileceği yerin anlaşılamadığı hallerde, yetkili yer Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirlenir. Yani davanın konusu sözleşmeden doğan bir para borcu olup da sözleşmede aksi kararlaştırılmadı ise, borç, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlarda Borçlar Kanununun 73/l. maddesi uygulanmaz. Ne varki HUMK.nun 10. maddesi hükmü yalnız hukuken geçerli olan sözleşmelerden doğan davalar hakkında uygulanacağından, geçersiz olan sözleşmelerden doğan davalar sözleşmenin ifa yerinde açılamaz (sebepsiz iktisap gibi). Böyle bir durumda genel yetkili yerde yani davalının ikametgahında dava açılır.Sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisine gelince: Sözleşmeden doğan bir dava, davalı veya vekili, davanın açıldığı zaman orada bulunmak koşulu ile sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinde de açılılabilir. (İİK.nun 50. maddesinde bu koşul aranmaz)Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da yukarıda açıklanan kurallar benimsenerek “HUMK.nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 73. maddesine göre belirleneceği” açıklanmıştır. Ancak bu gibi hallerde Borçlar Kanunun 73. maddesinin uygulanabilmesi için de akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir.Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde;Takip alacaklısı faturalara dayanarak genel haciz yolu ile takip yapmış örnek 7 nolu ödeme emri borçluya Mersin adresinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafça yasal süresi içersinde icra dairesine başvurularak, Mersin İcra Dairelerinin yetkili olduğu ileri sürülmüş ve Bakırköy İcra Dairelerinin yetkisine karşı çıkılmıştır.Taraflar arasındaki sözleşmede yetkili yer olarak Mersin Mahkemeleri belirlenmiş olduğundan borcun ödenmesi için yapılan icra takibinde de yetkili icra daireleri Mersin İcra Daireleridir.Mahkemece bu nedenlerle alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : 1) Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 09/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.