Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26271 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19092 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Devrek İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/03/2014NUMARASI : 2013/143-2014/26 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlu A... T...’a örnek 10 nolu ödeme emrinin 22.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve adı geçenin borca itirazda bulunmayarak takibin kesinleştiği, 06.01.2013 tarihinde ise borçlu A.. T...’ın vefatından sonra alacaklı vekilinin 22.11.2013 tarihinde mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 53. maddesi gereğince; borçlunun ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol olup, bu yolların her ikisi de yeni bir takip olmayıp eski takibin devamı niteliğindedir. Bunlar: 1-) Takibi tereke hakkında devam ettirmek; Bu yolun seçilebilmesi için terekenin henüz taksim edilmemiş veya resmi tasfiyeye tabii tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis edilmemiş olması gerekir. Tereke hakkındaki takipte borçlu hayatta olsaydı hangi usul uygulanacak idi ise o usul uygulanır. Dolayısıyla borçlu hakkında iflas, haciz, rehnin paraya çevrilmesi yollarından hangisi ile takip yapılmışsa takibe o yolla devam edilir. 2-) Takibi mirasçılar hakkında devam ettirmek; Takibin mirasçılar hakkında devamı, haciz yada rehnin paraya çevrilmesi yollarıyla olur. Muris hakkındaki takip iflas yolu ile başlamış ise mirasçılar hakkında iflas yolu ile takibe devam edilemez. Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkarılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Adı geçenlere muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği isteğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak, fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle de mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK'nun 71. maddesi ) benzer itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Somut olayda, muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki takibin devamı niteliğinde olduğundan kendilerine ödeme emri çıkarıltılan borçlu mirasçılar murisin ölümünden önce ve kesinleşmiş olan 19.12.2003 tarihi ile 10.07.2008 tarihleri arasında dosyada işlem yapılmadığından bahisle zamanaşımı itirazında bulunamazlar. O halde, mahkemece, mirasçıların sair itirazlarının reddi ile İİK'nun 71.maddesi kapsamında kalan itirazlarının ve kendileri ilgili şikayetin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.