Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26269 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19100 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/04/2014NUMARASI : 2013/1100-2014/467 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takipte örnek 10 ödeme emri borçlu ..... Kargo Nakl. Hizm. Ve Dış Tic. San. Paz. Ltd. Şti. ve borçlu V.. J..'a 21.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların yasal süreden sonra 04.12.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurarak ödeme emri tebliğinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürdükleri, usulsüz tebliğden 03.12.2013 tarihinde mutali oldukları; borca ve imzaya itiraz ettikleri anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat" başılıklı 12. maddesinde; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunla birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamalelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessile yapılan tebliğ muteberdir." Aynı Kanun'un 13. maddesinde; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükümlerine yer verilmiştir. Tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde ise, "Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiller, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzata alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak olan memur veya müstahdemin , tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcilerinden sonra gelen bir kimse veye evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması grekir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Diğer taraftan; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası" başlıklı 17. maddesinde; "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerindenbirine yapılır." hükmü mevcuttur. Tebligat Yönetmeliği'nin 26. maddesinde ise; “Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçlu şirket adına ve şirketin yetkili temsilcisi V.. J.. adına çıkarılan ödeme emri tebligatlarının "aynı adreste birlikte çalışan Mustafa Zorlu" imzasına 21.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen şahsın şirketi temsile yetkili olmadığı, borçlu şirketi imza sirkülerine göre V.. J..'un temsile yetkili olduğu görülmektedir. Buna göre borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden her iki tebligatın da birlikte çalıştıkları kişiye tebliğ edilmeleri, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12., 13. ve 17. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerine aykırı olduğundan tebliğ işlemleri usulsüzdür. (HGK. nun 13.05.2009 tarih, 2009/12-184/187 sayılı kararı). 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.(H.G.K. 29.12.1993 Tarih ve 1993/18-778 E. 1993/876 K.) (H.G.K. 25.01.2006 Tarih ve 2005/2-772 E. 2006/17 K.) O halde, mahkemece, borçluların tebligata muttali olduğu tarihin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihi olarak kabul edilerek bu tarihe göre süresinde olan diğer sair itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.