Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26202 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12313 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Ankara 15. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/03/2010NUMARASI : 2010/126-2010/305Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe dayanak yapılan 90.000 $ tutarındaki senet, lehdar E. Y.. ile keşideci T. Ç.. arasında düzenlenmiştir. Dosya içinde mevcut 01/09/1991 tarihli kira sözleşmesi de anılan kişiler arasında düzenlenmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, dayanak senedin 18/06/1996 tarihli protokol nedeniyle teminat olarak verildiğine ilişkindir. Mahkemece, alacaklının protokolde taraf olmadığı belirtilerek istem reddedilmiştir. TTK'nun 690. maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken 599. maddesi hükmüne göre keşideci, lehdarla doğrudan doğruya arasında mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri, müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez. "Meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun" hükmü karşısında takip alacaklısının, lehdar E.l Y..'ın kardeşi olduğu ileri sürüldüğüne göre, bu durumun gerçek olması halinde anılan koşullar karşısında hamil H. Y..ın iyi niyetli olduğu kabul edilemez. Onun ötesinde 18/06/1996 tarihli sözleşme ile dayanak senet, miktar, taraflar ve içerik itibariyle birbiri ile örtüşmektedir. Alacaklı vekilinin, 22/01/2010 havale tarihli dilekçesinin 3 nolu bendinde de dolaylı olarak senedin kira sözleşmesi ile ilişkilendirildiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece, yapılması gereken iş, senet lehdarı ile takip alacaklısının kardeş olup olmadıkları, bir başka anlatımla hamilin, lehdarla keşideci arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda olup olmadığı öncelikle tespit edilerek tüm dosya içindeki belge ve deliller, birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.