Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26050 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26406 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlular aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçluların icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16/2. maddesine göre ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79'uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.'' denilmiştir. Bu yönetmeliğe göre Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.Somut olayda; şikayetçi borçlular adına çıkartılan örnek 7 ödeme emrinin "Gardenya Sk. Dolphin 1 D. 2 Büyükçekmece İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı, muhatapların adres bırakmadan taşındığından bahisle iade edildiği, bundan sonra mernis adresine çıkartılan ödeme emri tebligatlarının 25/11/2011 tarihinde "isim ve imzadan imtina eden şahıstan soruldu, muhatap tanınmıyor/ taşındı, ... mahalle muhtarlığına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı, isim ve imzadan imtina eden şahsa haber verildi" şerhi ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Buna göre, tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında gerekli şerh verilmediğinden TK'nun 21/2. uyarınca usulüne uygun bir tebliğin varlığından söz edilemez. Öte yandan muhatabın nerede olduğu, tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tevsik edilmeyip, beyanı sorulan komşunun da ismi alınmadığından TK'nun 21/1. maddesi uyarınca da usulüne uygun bir tebligat yoktur. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna karar verilerek, tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarih şeklinde düzeltilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.