Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25895 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13930 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk)TARİHİ: 01/03/2010NUMARASI: 2009/57-2010/31Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :T.T.K.’nun 678-687.madde hükümleri, düzenleme senede dahil olma ve ödeme yerleri değişik devletlerde bulunan veya muhatap, ciranta veya bunların kefilleri gibi sorumlulukları farklı uyruklara tabi poliçelerde birçok yönden hangi devlet kanununun uygulanacağını göstermektedir. Nitekim M.Ö.H.U.K.’nun 1.maddesi yukarıda açıklanan madde hükümleri ile ilgilidir. Örneğin M.Ö.H.U.K. 8/2’nin “milli hukukuna göre ehliyetsiz olan bir yabancı Türk Hukukuna göre ehil ise Türkiye’de yaptığı hukuki işlemlerle bağlıdır” şeklindeki açıklaması T.T.K.’nun 678/2’ye uygundur. Milli kanun veya bu kanunun yollamada bulunduğu başka bir devlet kanununun ehil saymadığı bir kimse poliçenin imzalandığı memleket kanununa göre ehilse poliçeden sorumlu olur. Öncelikle poliçenin düzenlendiği veya imzalandığı ve imzacıyı ehil sayan yer kanunu uygulanır. T.T.K.’nun 690.maddesindeki yollama ile bonolarda uygulanması gereken 678, 680 ve 681 maddesinin tatbiki için öncelikle poliçe hukukuna ait yollama kurallarının mı, yoksa çek hukukuna ait yollama kurallarının mı uygulanacağı hususunda özellikle de senette poliçe mi, çek mi yazılı olduğunun tesbiti gerekir. Bu olmadığı veya yabancı dilde kullanılan kavram açık değilse keşidecinin senedi imzaladığı yer hukuku esas alınarak senedin öncelikle çek veya poliçe olduğu tesbit olunur (T.T.K.’nun 682/11, 733). Bundan sonra da T.T.K.’nun poliçe ile ilgili 678 .maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. T.T.K.’nun 678 ve müteakip maddelerinde yer alan kanunlar ihtilafı normları, sadece poliçe hukukuna ilişkin hususlara uygulanır. Kambiyo ilişkisinin altında yatan asıl borç ilişkisine uygulanmaları ise sözkonusu olmadığından bu ilişkiden doğan ihtilaflar M.Ö.H.U.K. hükümleri esas alınarak çözümlenir (M.Ö.H.U.K. 24). T.T.K.’nda da poliçe ile ilgili kanun ihtilaflarını düzenleyen maddelerde, milletlerarası yetkili mahkemeyi, yabancı mahkeme kararlarının tanınmasını düzenleyen kurallar yoktur. Bu durumda konuya M.Ö.H.U.K. 27 ve devamı hükümlerinin uygulanması gerekir. Hakim, Türk Kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku resen tesbit edip uygulamak zorundadır. Ayrıca, yabancı hukukun muhtevasının tesbitinde de tarafların yardımını isteyebilir. Tüm bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; Takip dayanağı senet yabancı dilde düzenlenmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bono kelimesinin bulunduğu tesbit olunmuş ise de, bu araştırma ve inceleme yukarıda açıklanan kuralların somut olayda tesbiti için yeterli değildir. Mahkemece; Almancayı, bu belgenin imza edildiği ülke ile ödeme yerinin bulunduğu ülkenin hukukunu inceleyebilecek yeterlikte bilen ve özellikle üniversiteden Ticaret ve Kambiyo Hukuku dalında bir hukukçu bilirkişiye inceleme yaptırılarak, bu belgedeki kayıtları kambiyo hukukundaki karşılıkları ile açıklayacak bir rapor alındıktan sonra , T.T.K.’nun 678 ve müteakip maddeleri ile M.Ö.H.U.K.’nun 2.maddesi hükümlerine göre değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, imza incelemesi aşamasında senedin kambiyo senedi vasfında olup olmadığının (İ.İ.K. 170/a) resen tesbiti gerekeceği hususu da gözardı edilerek mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.