Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25790 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23276 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/11/2013NUMARASI : 2013/371-2013/406 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın alacaklı 24/04/2014 tarih, 2014/5440 Esas - 2014/11971 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi icra kefili, icra mahkemesine başvurusunda; 24/12/2012 tarihli icra kefalet işleminin ve aynı tarihli borç ödeme taahhüdünün geçersiz olduğunu ileri sürerek; anılan işlemlerin iptali ile icra takibindeki borçlu sıfatının silinmesi isteğinde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, icra kefilliğine ilişkin işlem ile şikayetçi hakkında kefil sıfatı ile yapılan tüm işlemlerin iptaline ve şikayetçinin icra takibindeki borçlu sıfatının silinmesine karar verilmiştir. İİK’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu durumda, şikayetçi icra kefilliğinin iptali isteminde bulunmuş ise de; bu hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirmekte olup icra mahkemesinin takip hukuku dışında yer alan bu istemle ilgili bir görevi bulunmamaktadır. Öte yandan, 24/12/2012 tarihli icra kefalet tutanağında; sorumlu olunan azami miktarın ve kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı ve kefalet tarihinde evli olduğu anlaşılan şikayetçinin eşinin kefilliğe ilişkin rızasının bulunmadığı görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Hal böyle olunca, mahkemece, yalnız icra emrinin ve icra emrine bağlı işlemlerin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği gerekçesi ile anılan kararın bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 24/04/2014 tarih ve 2014/5440 Esas-2014/11971 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.