MAHKEMESİ: Bucak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/02/2010NUMARASI: 2009/151-2010/37Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi borçlu hakkında genel haciz yolıuyla ilamsız takip yapılmış, borçlunun ..... Bucak/Burdur adresine gönderilen örnek 7 ödeme emri, aynı çatı altında birlikte oturduğunu beyan eden R.Y. imzasına 28.04.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosyaya ibraz edilen Bucak Ticaret Ve Sanayi Odasının 06.10.2009 tarih ve 1069 sayılı ortaklık teyit belgesi başlıklı yazısının incelenmesinde, tebligatı alan R.Y.'ın aynı zamanda takip borçlularından .... Şti.'nin iki ortağından birisi olduğu ve bu şirket hakkındaki tebligatı da aynı adreste kendisinin aldığı anlaşılmaktadır. TK.nun 39.maddesinde "kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebligat yapılamaz" denilmektedir. Dolayısıyla aralarında menfaat çatışması olan bu kişiye tebligat yapılması usulsüzdür. 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Borçlu dilekçesinde; usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmişse de, HUMK.nun 76. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur. (HGK.5.6.1991-1991/12-258E-344K.) O halde mahkemece, şikayet dilekçesinde yazılı 20.08.2009 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayılmasına karar verilmesi ve tebliğ tarihinin bu şekilde düzeltilmesi gerekirken bu yöndeki şikayetin reddi isabetsizdir.Kabule göre de; borçlu tarafından ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ileri sürülmüş, tebligatta adı geçen kişiyle aynı çatı altında bir arada yaşamadıkları beyan edilmiştir. Bu durumda mahkemece tebligatın TK.nun 16.maddesine göre borçlu ile birlikte oturan aile efradından birine tebliğ edilip edilmediği yöntemince araştırılmaksızın eksik incelemeyle de yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.