Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 25743 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11805 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Kadıköy 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/03/2010NUMARASI: 2009/2205-2010/371Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu şirket hakkında genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılmış ve örnek 7 numaralı ödeme emri 04.11.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu şirket vekili Av. M.Ö. süresi içerisinde, 06.11.2009 tarihli dilekçesini icra müdürlüğüne ibraz ederek faize itiraz etmiştir. Alacaklı vekili icra müdürlüğüne vermiş olduğu yazılı dilekçesi ile, borçlunun yalnızca faize itiraz etmiş olması nedeniyle asıl alacak üzerinden haciz talep etmiş, icra müdürlüğünce bu talep kabul edilerek 12.11.2009 tarihinde haciz müzekkeresi yazılmıştır.Borçlu vekili 21.12.2009 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, haklarında yapılan takibe karşı süresinde itiraz ettiklerini, ancak bu itirazın alacaklı tarafça yanlış yorumlanarak sadece faize itiraz edildiği düşünülerek tarihsiz talep ile icra müdürlüğünden haciz istediklerini, icra müdürünün de 12.11.2009 tarihinde talimat haciz müzekkeresi yazdığını, halbuki asıl alacağa ve faize itiraz edildiğini, asıl alacağın açıkça kabul edilmediğini, buna rağmen asıl alacak yönünden takibe devam edilerek haciz işlemi yapılmasının yasal olmadığını, bu nedenlerle icra müdürünün 12.11.2009 tarihli haciz işleminin kaldırılmasına ve İİK'nun 66/1. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Borçlu vekilince 22.12.2009 tarihinde icra mahkemesine bir dilekçe daha verilerek, söz konusu takibe müvekkilinin diğer vekilleri tarafından da 06.11.2009 tarihinde ve yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini beyan etmiş ve bahsi geçen itiraz dilekçesi fotokopisini de dilekçesine ekli olarak ibraz etmiştir. Bu dilekçenin de aynı icra dosyası için verildiği ve faize itiraz yanında asıl alacağa da itirazı kapsadığı görülmektedir. İcra Mahkemesince, icra müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta asıl alacağa itirazı da kapsayan dilekçe aslının dosyada bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkemece, sonradan ibraz edilen itiraz dilekçesi nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekili Av. M.Ö. 06.11.2009 tarihli itiraz dilekçesi ile asıl alacağa itiraz etmemiş, yalnızca faize itiraz etmiştir. İcra dosyasında bu itiraz dilekçesi dışında başkaca bir itiraz bulunmamaktadır. Talep uyarınca, icra müdürünün, İİK'nun 66/1. maddesinin 2.cümlesi uyarınca asıl alacağa yönelik takibi devam ettirip, hacze yönelik işlem yapmasında bir usulsüzlük yoktur. İcra mahkemesince hükme dayanak alınan itiraz dilekçesi ise fotokopiden ibaret olup, bu dilekçe aslının icra dosyasına girdiği yönünde icra zabıtlarında bir kayıt da bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, sonradan fotokopisi ibraz edilen ve aslının icra dosyasına girdiğine yönelik zabıtlarda bir kayıt bulunmayan itiraz dilekçesi dayanak yapılarak şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.