Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 256 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 22397 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/10/2006NUMARASI: 2006/389-541Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2-Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK. nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını mutazammın bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, borçlunun imzasını taşıyan ve borç ikrarını içeren bir belge alacaklı tarafından sunulmuş değildir. İİK’ nun 68/1. maddesinde yer alan, yetkili makamların düzenledikleri belgelerin ise takip dayanağı yapılıp, ilamsız takibe konulabilmesi için, kanunda bu belgelerin, İİK’ nun 68. maddesinde sayılanlardan olduğuna ilişkin özel hüküm gereklidir. (İİK’ nun 143/2, 105/1, 251/1, 634 sayılı kanunun 37. maddesi gibi). Somut olayda, alacaklının sözleşme ve faturalara dayalı olarak genel haciz yolu ile takip yaptığı anlaşılmaktadır. Fatura İİK.nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını gösterir belge niteliğinde değildir. Mahkeme gerekçesinin aksine, TTK. nun 23.maddesinde süresinde içeriğine itiraz edilmeyen faturanın İİK. nun 68/1.maddesinde sayılacağına ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Borçlular tarafından fatura içeriği ve takip konusu borçla ilgili hukuki ilişki de kabul edilmediğine göre alacaklının faturaya dayalı olarak itirazın kaldırılmasını istemesi mümkün bulunmamaktadır.Öte yandan, takip dayanağı sözleşme de karşılıklı edimleri içermekte olup kayıtsız şartsız borç ikrarını ihtiva etmemektedir. Tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği ve alacağın miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden, sözleşmeye dayalı olarak da itirazın kaldırılması talep edilemez.O halde, alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirmekte olup, Mahkemece, borca itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.