MAHKEMESİ: Sakarya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/04/2010NUMARASI: 2010/82-2010/146Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :7201 sayılı Tebligat Kanunun 17. maddesi ve Tebligat Tüzüğünün 23.maddesine göre bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının tebliğ evrakına yazılması gerekir. Diğer taraftan alacaklı kamu bankası olması nedeniyle kamu kuruluşu niteliğinde olduğundan, kredi sözleşmesindeki adresine daha önce tebligat yapılamasa bile anılan yasanın 35/son maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılabilir. Somut olayda şikayetçi ve diğer borçlular hakkında genel haciz yoluyla takip yapıldığı, genel kredi sözleşmesinde borçlunun kefil olup, adresinin “Atatürk bulvarı, Çek 2 işhanı 68/69 Adapazarı” şeklinde yazılı olduğu, ancak ödeme emrinin bu adrese gönderilmeden asıl borçlunun adresine tebliğe gönderildiği, iade edilmesi üzerine 7201 Sayılı Yasanın 35.maddesine göre tebliğ edildiği görülmekte ise de anılan maddenin koşulları oluşmadığından yapılan tebligat usulsüz ve dolayısıyla geçersizdir. Aynı şekilde borçlunun kredi sözleşmesindeki adresine kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ edilmişse de yukarıda açıklandığı üzere muhatabın o yerde bulunmadığı tebliğ evrakına yazılmadığından anılan tebligat da usulsüz bulunmaktadır. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede şikayette bulunulduğu görülmektedir. O halde ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yapılan tebligatların usulüne uygun olup istemin 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.