MAHKEMESİ: Sorgun İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/03/2010NUMARASI: 2010/5-2010/21Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takip dayanağı bonoda tanzim edenin A.Y., lehdarın ise A.Y. ile C.B. olduğu, muteriz borçlu T.K.’ın da kefil olarak senedi imzaladığı, keşideci ile lehdarın aynı kişi olduğu görülmektedir. TTK. nun 585. maddesi hükmüne göre, poliçe keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya bir üçüncü şahıs hesabına da keşide edilebilir. Ancak TTK. nun 690.maddesi aynı yasanın 585.maddesine yollama yapmadığından anılan madde bonolar için uygulanamaz. Bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Bir başka anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez. Zira poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır. Eğer böyle bir şeyi mutlaka istiyorsa, bu hususu poliçe düzenlemek sureti ile gerçekleştirebilir. Bu durumda, takip dayanağı belge, bono niteliğinde olmadığından borçlu Tuncay Kılıç'ın kefaleti adi kefalet hükmünde olup, alacağın tahsil edilip edilemeyeceği, edilecekse ne miktarda tahsil edilebileceği hususu yargılamayı gerektirir.O halde mahkemece alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.