Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25454 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 16476 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Ankara 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/05/2009NUMARASI: 2008/1052-2009/724Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı çeklere dayalı olarak borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçmiştir.Takibe konu çeklerin keşidecisi M. T. Ltd Şti.olup, çekin Y. G. A.Ş. adına tanzim edildiği, ciro yolu ile borçlu M.Y.'e ve ondan da takip alacaklısına geçtiği görülmektedir.TTK.nun 702.maddesi gereğince, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde selahiyetli hamil sayılır. Anılan madde hükmüne göre, takip alacaklısının yetkili hamil olması öngörülmüş, ancak haklı hamil olması koşul olarak getirilmemiştir.TTK'nun 730.maddesinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 589.maddesine göre;"Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyle ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez."Somut olayda, her ne kadar borçlu (ciranta) M. Y. kendisinden önceki ciroların şirketi temsil ve ilzama yetkili kişiler tarafından yapılmadığı ve dolayısıyle ciro silsilesinde kopukluk olduğu iddiasıyla takibe konu çeklerin kendisini borç altına sokamayacağını ileri sürmüş ve bu nedenle hakkındaki takibin iptalini talep etmiş ise de, yukarıda açıklanan maddenin açık hükmü karşısında, önceki cirantalar ya da keşideci adına atılan imzaların sıhhatsiz olması, borçlu (ciranta) M.Y.'in kendi imzasının doğurduğu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. O halde mahkemece borçlu M.Y.'in isteminin reddi gerekirken adı geçen borçlu yönünden de takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.