MAHKEMESİ : Tavşanlı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/09/2013NUMARASI : 2013/99-2013/123 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 16/01/2014 tarih, 2013/34407 Esas - 2014/982 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlular A.. E.. ve U.. E.. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1- Borçlu A.. E..’in karar düzeltme isteminin incelemesinde; Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında borçlu A.. E..’in karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK'nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK'nun 366. ve HUMK'nun 442. maddeleri uyarınca (REDDİNE); 2- Borçlu U.. E..'in karar düzeltme istemine gelince;Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibe konu senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığını, senedin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını, borçluların imzası ile de bu durumun tasdik edilmediğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 690/3. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 613. maddesi hükmüne göre; aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. Senedin ön yüzüne atılan keşideci imzası dışındaki imzalar, keşideci lehine aval hükmündedir. Ancak bono arkasında aval için olduğu açıklanmaksızın atılan imzanın, aval olarak kabulü mümkün değildir. Takip dayanağı bononun incelenmesinde; keşidecinin A.. E.., lehtarın takip alacaklısı V.. A.. olduğu, borçlu U.. E..'in ise bononun arka yüzünde imzasının bulunduğu görülmüştür. Bahse konu imza, avali tazammum eden herhangi bir meşruhatı ihtiva etmediğine ve imza da senedin ön yüzüne atılmadığına göre, TTK'nun 613/2. maddesi uyarınca keşideci için aval verme niteliğinde kabul edilemez. Öte yandan bono arkasında aval için olduğu açıklanmaksızın atılan imzanın aval olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle senet lehtarı tarafından yapılmış bir ciro bulunmadığından, bir başka anlatımla U.. E..'in, lehtarın cirosundan önce ciro ve imzası bulunduğundan, bu ciro geçersiz olup yok hükmünde sayılacağından ve avali tazammum eden herhangi bir meşruhatı ihtiva etmediğine ve imza da senedin ön yüzüne atılmadığına göre, TTK'nun 613/2. maddesi uyarınca aval verme niteliğinde de kabul edilemeyeceğinden alacaklının adı geçen hakkında kambiyo hukukuna göre takip hakkı bulunmamaktadır. O halde mahkemece, İİK'nun 170/a. maddesi uyarınca borçlu U.. E.. yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olup, Dairemizce kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlu U.. E..’in karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Borçlu U.. E..’in karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.01.2014 tarih ve 2013/34407 Esas, 2014/982 Karar sayılı onama ilamının borçlu U.. E.. yönünden kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda (2). maddede yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.