Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25411 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 6393 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/12/2010NUMARASI: 2010/2829-2010/2725Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçiler vekili İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2009/4106 E. sayılı dosyasında ipotekli takibe konu edilip satılan İstanbul ili S.ilçesi Y.mahallesi . .. . .. sayılı taşınmazın 1/2 hissesi üzerindeki ipotek alacağının bir kısmını temellüh etmiş olmaları nedeniyle kendilerinin ve tapu bilgilerindeki şerhte de görüleceği üzere L.C.SA'nın ipotekten önce konulan haczi bulunduğunu bu nedenle satış bedeli üzerinde sıra cetveli tanzimi gerektiğini bildirip buna yönelik taleplerinin reddine ilişkin icra müdürü kararlarının iptalini istemişlerdir.İcra mahkemesinde sözü edilen haczin düştüğü şikayetçilerin ipotek alacağının temliki ile ilgili iddialarının Sarıyer İcra Mahkemesince reddedildiği gerekçe gösterilerek isteminin reddine karar verilmiştir. İİK'nun 151. maddesinde "Rehin bedelinden masrafların çıkarılmasında ve artanın alacaklılar arasında paylaştırılmasına 138. madde hükmü uygulanır." İİK'nun 138. maddesinde "mahcuz mallar tamamı ile satıldıktan sonra icabına göre bedelli hisseleri nisbetinde alakadarlara avans olarak dağıtılır." İİK'nun 140. maddesinde ise "Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar" hükmü yer almaktadır. Açıklanan bu yasal düzenlemeler gösteriyor ki icra takibinde yapılan satış sonucu elde edilen satış bedeli alacaklıların alacağını tamamen ödenmeye yetmiyorsa icra müdürlüğünce 140 ve devam maddelerine göre bir sıra cetveli ve yapılmasına cetveli düzenlenirken de ipotekli alacaklılarla haciz uygulayan diğer alacaklılar gösterilmelidir.Somut olayda takip konusu ipotek 16.01.2011 gün ve 268 yevmiye numaralı olup bu tarihten önce 09.01.2001 tarihinde aynı taşınmaza İstanbul 13. İcra Müdürlüğünce 2001/304 sayılı dosya ile haciz konulduğu görülmektedir. Bu haczin düşüp düşmediği hususu çekişmelidir. Ayrıca şikayetçiler takip konusu alacağının bir kısmını ipotek alacaklısı tarafından kendilerine temlik edildiğini bildirerek temlike dair belgeler ibraz etmişlerdir. İcra müdürlüğünce de takip yapan ipotek alacaklısının alacağı ödendikten sonra kalan bakiye kendilerine ödenmekle alacaklı oldukları da kabul edilmiştir. Her ne kadar icra mahkemesince temlikine geçerli olmadığı yönünde icra mahkemesi kararından söz edilmiş ise de Sarıyer İcra Hukuk Mahkemesi kararına konu edilen ipotek alacağının temlikinin geçerli olup olmadığı hususu genel mahkemelerin yargılama yetkisi içerisinde olup icra mahkemesince verilen ret kararı daha sonra yapılabilecek yargılamada kesin hüküm oluşturmaz. Açıklanan bu nedenlerle taşınmaz üzerinde önceki tarihli haciz ve temlik nedeniyle ipotek alacağı bulunduğundan icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmalı ve anılan konuların sıra cetveline itirazda tartışılabilme olanağı sağlanmalıdır. Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.