MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/05/2009NUMARASI: 2009/1432-2009/1286Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular vekili 09.04.2009 tarihli dilekçesiyle, alacaklı tarafından 24.03.2009 tarihli takip talebinden sonra, TTK.’nun 726. maddesinde belirtilen 6 aylık çek zamanaşımı süresi içerisinde herhangi bir işlem yapılmadığını ileri sürerek, İİK.’nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan davaya konu olayda TTK.’nun 726 ve 730. maddesi göndermesi ile aynı Kanunun 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. Borçlar Kanununun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK.’nun 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken TTK.’nun 662. maddesinde “müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir.” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla maddede bahsi geçen zamanaşımını kesen sebeplerden biri de dava açılmasıdır. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim, Yargıtay HGK.’nun 20.1.1996 tarih 1996/12–654 esas 1996/805 sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir. Somut olayda borçlu tarafından, alacaklı aleyhine Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesine 16.01.2008 tarihinde 2008/57 esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açıldığı ve davanın ne zaman sonuçlandığına dair bir bilginin ise dosyada bulunmadığı görülmektedir. Menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar takip sonrası zamanaşımının da gerçekleşmediği dosyadan anlaşılmaktadır. Menfi tespit davası zamanaşımını keseceğinden ve kararın kesinleşme tarihine kadar da zamanaşımı işlemeyeceğinden mahkemece, istemin reddi gerekirken, TTK.’nun 726. ve İİK.’nun 33/a maddeleri gereğince muteriz borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.