Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 25157 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12047 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Adana 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/02/2010NUMARASI: 2009/935-2010/106Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine geçildiği ve borçluya gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği, borçlu vekilinin ise 11.08.2009 tarihinde icra mahkemesine başvurarak icra takibini 06.08.2009 tarihinde haricen öğrendiğini belirterek imzaya itiraz ettiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.Bu maddenin uygulanabilmesi için muhataba usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat olmalıdır.Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise anılan madde hükmü uygulanmaz. Somut olayda borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğ edilmeksizin bila tebliğ iade edildiğine göre, borçlu hakkında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanma imkânı bulunmamaktadır.Öte yandan, borçluya “ödeme emri tebliğ edilemese” bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi şikâyet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez. Her ne kadar borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de alacaklı vekilinin yargılamaya katılarak itirazın reddini talep ettiği ve bu nedenlerle, anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece borçlunun imzaya itirazının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin henüz tebliğ edilmemesi nedeniyle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdirSONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.