MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/09/2014NUMARASI : 2014/445-2014/680Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi 3. kişi tarafından icra mahkemesine sunulan dilekçe ile taşınmaz hissesi üzerindeki haczin kaldırılmasının istendiği, mahkemece, tasarrufun iptali kararından önce 39/5000 hissenin şikayetçiye satıldığı, tasarrufun iptaline karar verildiği, tasarrufun iptali kararının kesinleşmesinin gerekmediği kabul edilerek, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Takip dosyası incelendiğinde; alacaklı tarafından borçlu Z... Ç.. hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlunun, A.. Y. D.. mahallesi ... ada 3 parselde bulunan taşınmazdaki 9/50 payını, 06.04.2009 tarihinde H..Ç...'e sattığı, alacaklılar tarafından, borçlu ile H.. Ç...'in de bulunduğu kişiler hakkında tasarrufun iptali davası açıldığı, yargılama sırasında 21.09.2010 tarihinde, tapu kaydı üzerine İİK'nun 281/2. maddesi uyarınca teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, teminatın yatırılması üzerine gereğinin yapılması için ihtiyati haciz kararının icra müdürlüğüne gönderildiği ve alacaklının talebi ile ihtiyati haciz kararı doğrultusunda taşınmaz üzerine 25.10.2010 tarihinde haciz konulduğu, H.. Ç...'in, hissesinin 39/500'lik kısmını 22.07.2011 tarihinde şikayetçi K.. G..'e sattığı, şikayetçinin taraf olmadığı Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.05.2013 tarih, 2010/330 esas, 2013/92 karar sayılı tasarrufun iptali kararında özetle; .... ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın 9/50 hisse sahibi H.. Ç...'e geçişine ilişkin tasarrufun iptaline karar verildiği, 09.04.2013 tarihinde, borçlu vekilinin, taşınmaz üzerindeki haczin İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince düştüğünü ileri sürmesi üzerine, icra müdürlüğü tarafından talep gibi işlem yapıldığı, tasarrufun iptali davası devam ederken kaldırılan haczin alacaklının 16.07.2013 tarihli talebi üzerine yeniden konulduğu, haczin yeniden işlenmesi için tapu sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, 16.07.2013 tarihinde haczin işlendiği görülmektedir.Somut olayda, icra takibinde borçlu sıfatı bulunmayan K.. G..'in haciz tarihinde taşınmazın maliki olduğu, tasarrufun iptali davasında taraf konumunda olmadığı ve anılan davada adı geçen 3. kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı sabittir. Bu durumda, tasarrufun iptaline ilişkin ilamın, davada taraf olmayan 3. kişi K.. G.. yönünden sonuç doğurmayacağı açıktır. Öte yandan 3. kişi, taşınmazı, ihtiyati hacizli olarak devralmış ise de, 16.07.2013 tarihinde alacaklının talebi ile konulan haciz, yeni bir haciz niteliğinde olup, şikayetçi üçüncü kişiye ait hisse üzerine haciz konulması usul ve yasaya aykırıdır.O halde mahkemece taşınmaz üzerine konulan 16.07.2013 tarihli haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.