Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmîş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu hakkında icra takibi 12.10.2001 tarihinde başlatılmış örnek 49 ödeme emri kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Takibin kesinleşmesinden sonra 4822 sayılı Yasa yürürlüğe girmiş borçluda süresinde alacaklı bankaya başvurarak anılan yasanın geçici 1. maddesinden yararlanma isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda, borçtu icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan icra mahkemesine gelerek kullandığı kredi kart borcunun yaptığı ödemelerde dikkate alınarak hesaplanmasını istediği görülmektedir. Dairemizin yerleşik ilkelerine göre borçlu 4822 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisinde krediyi veren kuruma başvurduğunu kanıtladığı takdirde icra dairesinden her zaman borcun hesaplanmasının ilgili yasada belirlenen kurallara uygun olarak yapılmasını isteyebilir.4822 sayılı Kanunun geçici 1. maddesine göre; alacaklı bankaya süresinde başvuran borçlunun henüz hakkında icra takibi başlamaması halinde hesaplama île ilgili iddialarını 4077 sayılı Kanunun 23. maddesine göre tüketici mahkemesine yapması gerekir. Ancak olayımızda açıklanan bu durum bulunmadığından mahkemece borçlunun yukarıda açıklandığı üzere icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan mahkemeye başvurusu nedeniyle istemin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK nun 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 2.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.