Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 24988 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18984 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Çeşme İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2013/60-2014/25 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra borçlunun zamanaşımı nedeniyle İİK.'nun 71. ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takip işlemleri arasında üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı bononun, tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK.'nun 688. maddesindeki unsurları tam olarak taşıması nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, takip konusu bono yönünden, 6762 sayılı TTK.'nun 690. maddesi göndermesiyle aynı Kanun'un 661, 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK.'nun 661/l. maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.nun 662. maddesinde ise; zamanaşımının hangi sebeplerle kesileceği sınırlı bir şekilde açıklanmıştır. Bu sebeplerden birisi de dava açılmasıdır. TTK'nun 662. maddesinde belirtilen davadan anlaşılması gereken, alacaklı tarafından, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde açılmış bir eda davası olup, ayrıca borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının itirazını def'i yolu ile ileri sürmesi halinde, açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını keseceğinin kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.01.1996 tarih ve 1996/12-654 Esas, 1996/805 Karar sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiş olup, alacaklı durumundaki davalının itirazını def'i yolu ile ileri sürdüğü menfi tespit davası, zamanaşımını keser ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı işlemez. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 04.11.2008 tarihinde tebliğ edildiği, bu aşamada borçlu ile ilgili icra takip işlemi yapılmadığı, bilahare, borçlu tarafından alacaklıya karşı 22.02.2010 tarihinde menfi tespit davası açıldığı, alacaklının bu davaya katılmak ve cevap vermek suretiyle davanın reddini savunduğu ve alacak iddiasında bulunduğu, borçlunun menfi tespit davasından 13.05.2010 tarihinde feragat ettiği ve mahkemenin aynı tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, bu tarihten sonra alacaklının 28.05.2013 tarihinde takibin yenilenmesini ve borçluya yenileme muhtırası gönderilmesini talep ettiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK.'nun 311/1. maddesi hükmü uyarınca (mülga 1086 sayılı HUMK.'nun 95/1.maddesi) feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Anılan yasal düzenleme uyarınca, menfi tespit davasının açılmasıyla kesilen zamanaşımı süresinin, borçlunun feragat beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği 13.05.2010 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı açıktır. Bu durumda, takip dosyasında, 13.05.2010 tarihinden alacaklının yenileme talebinde bulunduğu 28.05.2013 tarihine kadar zamanaşımını kesen herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığından TTK'nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, zamanaşımına yönelik şikayetin kabulü ile İİK'nun 71. maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.