MAHKEMESİ : Ankara 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/03/2015NUMARASI : 2015/126-2015/146Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından 32.250,00 TL bedelli bonoya istinaden 9.763,67 TL alacağın tahsili için başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe karşı borçlu icra mahkemesine başvurusunda senedin taraflar arasndaki sözleşmeye dayalı olarak avans teminatı olarak verildiğini belirterek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece senedin teminat olarak verildiğinin senet metninden anlaşılamadığı ve ispatlanmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.Bir senedin teminat olarak verildiğinin kabulü için, o senet üzerinde teminat ibaresinin bulunması zorunluluğu yoktur. Kaldı ki, senet üzerindeki teminat ibaresi neyin teminatı olduğunun ayrıca açıklanmadığı sürece senedin başlı başına teminat çeki olduğunu göstermez. Diğer yandan teminat iddiasının kabulü için bu hususun taraflarca ayrı bir sözleşmede belirtilmesi de zorunlu değildir. Somut olayda; taraflar arasındaki 25.12.2013 tarihli sözleşmenin "Garanti" başlıklı 8. maddesinde "bu iş kapsamında verilen %15'lik avans için Yüklenici 32.250,00 TL'lik avans teminat senedi verecektir. Söz konusu avans teminat senedi direk ve O.G hücrelerinin şantiye sahasına tesliminde Yüklenici'ye iade edilecektir. Söz konusu avansların iade edilebilmesi için Yüklenici'nin ve Alt Yükleniciler'in SGK'na, ilgili Vergi Dairesine ve bu iş ile ilgili diğer kurum ve kuruluşlara borcunun olmaması gerekmektedir." ifadelerine yer verildiği, alacaklı vekilinin 12.02.2015 tarihli cevap dilekçesinde ise takibe konu bononun “ SGK, Vergi Dairesi, kamu kurum, kuruluşlarına olan borçlarının ödenmesi için alınmıştır. Ancak davacı (borçlu) bu yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Müvekkilimiz (alacaklı) sözleşme gereğince davacının ödemesi gereken SGK borcunu davacı (borçlu) adına 02.02.2015 tarihinde ödemiştir. Bu nedenle davacının (borçlunun) avans senedi olarak vermiş olduğu bono 32.250,00 TL üzerinden değil ödenen 9.763,67 TL üzerinden takibe geçilmiştir" diyerek takip dayanağı bononun borçlunun alacaklı dışındaki kurum ve kuruluşlara borcunu ödememesi şartının gerçekleşmesi halinde kendileri tarafından yapılacak ödemelerin teminatı olarak alındığını açıkça kabul ettiği görülmektedir. Bu durum karşısında, takibe konu edilen bononun söz konusu borçlu ile alacaklı arasındaki sözleşme gereği borçlu tarafından ileride takip dışı kurum ve kuruluşlara yapılacak ödemelerin teminatı olarak alacaklı tarafından borçludan alındığının ve bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin kabulü gerekir.O halde, alacağın tahsilinin gerekip gerekmediği yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece itirazın kabulü ile İİK.nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.