Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2490 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 22090 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Bucak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/06/2009NUMARASI: 2009/48-2009/133Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 30.03.2010 tarih, 26040-7554 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında 10.03.2009 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlu vekilinin icra mahkemesine yasal süresi içerisinde yetki itirazı ile birlikte takip konusu senetlerin protesto edilmediği, borcun 28.02.2009 ve 04.03.2009 tarihli tediye makbuzları ile ödendiği ileri sürülmektedir.İİK’nun 170/a-son maddesi gereğince borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise alacaklının kambiyo hukuku uyarınca takip hakkına sahip bulunmadığı nedenine dayanılarak takip iptal edilemez. Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda borcu kabul ederek ödediğini ileri sürdüğünden, mahkemenin 24.01.2009 vadeli bono yönünden protesto evrakı bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü yönündeki kararı yasaya aykırıdır. Öte yandan, İİK’nun 169/a-1.maddesi gereğince borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgelerinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgelerde, takip dayanağı bonolara açıkça atıf yapılması zorunludur. Alacaklı, borçlunun dayandığı belgelerdeki imzayı kabul etmekle birlikte, belgelerde tahrifat yapıldığı iddiasında bulunuyorsa, tahrifat iddiası konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.Somut olayda; borçlunun ödeme itirazına dayanak yaptığı 28.02.2009 ve 04.03.2009 tarihli tediye makbuzlarında takip dayanağı bonolara açıkça atıf yapılmadığı görülmektedir. Ödeme belgelerinde dayanak senetlerin vade tarihi, miktarı, keşide tarihi gibi hususlar ayrı ayrı gösterilmiş olmalıdır. Alacaklı vekili de; 01.06.2009 havale tarihli cevap dilekçesinde; tediye makbuzları üzerinde tahrifat yapıldığını, ödemeyi ve belgeleri kabul etmediğini bildirmiştir. O halde, borçlu vekili ödeme iddiasını İİK’nun 169/a-1.maddesi uyarınca takip dayanağı bonolara açıkça atıf yapan tahrif edilmemiş belgelerle kanıtlayamadığından mahkemece borçlu itirazının reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 30.03.2010 tarih, 2009/26040 Esas, 2010/7554 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.