Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24867 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6431 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı ve borçluya 7 örnek nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun mallarına haciz konulduğu, borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, mahkemenin, 06.05.2015 tarihli ara kararı ile “…. İİK.nun 72/3. maddesi gereği %115 oranında teminat karşılığında davacı vekilinin tedbir talebinin kabulüne, ...’nün 2014/25148 Esas sayılı dosyasındaki takibin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına” karar verilmesi üzerine, borçlunun icra müdürlüğüne başvurarak, menfi tespit davasında mahkemece verilen ara karar gereği teminat mektubunun icra dosyasına alınmasını ve takibin durdurularak hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, müdürlükçe istemin reddi üzerine, memur işleminin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; (takip dosyasına yatırılan) teminat borcun ödenmesine yönelik olmadığından hacizlerin kaldırılmaması gerektiğinden bahisle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Kural olarak, borçlu tarafından İİK’nun 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebilir. Borçlunun, mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak, talep anına kadar fer'ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunun tamamını karşılayan ve her an paraya çevrilebilir muteber, kesin banka teminat mektubunu icra müdürlüğüne sunması halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemez.Öte yandan İİK'nun 85. maddesi uyarınca borçlunun mal ve haklarından, alacaklının ana para, faiz ve masraflar dahil tüm alacağına yetecek miktarı haczolunur. Buna göre, dosya alacağının tamamının icra müdürlüğüne yatırılması halinde, mevcut hacizler aşkın hale geleceği gibi, hacizlerin devam etmesinde alacaklının da hukuki yararı kalmayacağından kaldırılmaları gerekir.Somut olayda; icra takibinin kesinleşmesinden sonra dosya borcunun tamamını asıl alacak ve fer'ileri ile birlikte karşılayacak miktarı ihtiva eden teminat mektubunun icra dosyasına sunulduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, dosya borcunun tamamını karşılayan teminat mektubunun icra dosyasına verildiği ve hacizlerin aşkın hale geldiği dikkate alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.