Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2450 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 16084 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Bursa 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/04/2011NUMARASI: 2010/516-2011/357Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK.nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1.maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı kanunun ek 1.maddesinin 1.fıkrası uyarınca 01.01.2011 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 4.420,00 TL.yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur.Temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2) Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;Bursa 5. İcra Müdürlüğü'nün 2008/8003 sayılı takip dosyasında, çeke dayalı kambiyo takibi yapıldığı, borçlu vekilinin icra mahkemesine müracaatla, icra takibinin altı aylık süre içerisinde başlatılmış olsa dahi icra takibinin başlangıcından itibaren takibin 6 aydan fazla süre ile işlemsiz bırakıldığı, takibin dayanağı çeklerin zamanaşımına uğradığı itirazı ile birlikte diğer borca itiraz sebeplerini de belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, zamanaşımı itirazının reddi ile diğer borca itiraz sebepleri hakkında karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlu vekilinin zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olup, İİK'nun 168/5 maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde ileri sürülmüştür. Takip dosyasından, takip tarihinin 11.06.2008 olduğu, takibe Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06.06.2008 tarih ve 2008/1386 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile başlandığı, aynı tarihte esas takibe geçildiği, alacaklı vekilince 20.11.2008 tarihinde ihtiyati haciz kararı kapsamında borçlu şirketin her türlü fon, nakit ve hisselerinin ihtiyaten haczinin talep edildiği, bilahare 22.12.2008 tarihinde borçlunun adresinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden araştırılmasının talep edildiği görülmektedir. İhtiyati haciz kararı bir icra işlemi olmadığından ve TTK'nun 730. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 662. maddesinde yazılı sebepler arasında sayılmadığından zamanaşımını kesmez (HGK'nun 22.06.1996 tarih 805 E. 475 K. Sayılı kararı da bu doğrultudadır). Somut olayda, alacaklı vekilince 20.11.2008 tarihinde ihtiyati haciz kararı kapsamında, borçlu şirketin her türlü fon, nakit ve hisselerinin ihtiyaten haczinin talep edilmesi ile zamanaşımı kesilmeyeceğinden takipte 11.06.2008 tarihi ile 22.12.2008 tarihi arasında TTK'nun 726. maddesinde belirtilen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece İİK'nun 169/a maddesi gereğince zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile zamanaşımının reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 06/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.