MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu vekili, müvekkili aleyhine yürütülen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe karşı, icra mahkemesine başvurusunda (taraflarca temyize getirilmeyen husus haricinde) özetle; - İpoteğin, limit ya da ana para ipoteği olmadığını, dolayısıyla alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğini,- Takibe konu ipoteğin ilam vasfında olmadığından, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılamayacağını,- Takibe konu ipoteğin ilam vasfında olmadığından, müvekkilinin ikametinin bulunduğu Tefenni İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğunu,- Müvekkilinin ipotek veren olduğundan, borcun tamamından sorumluymuş gibi borçlu olarak gösterilmesinin doğru olmadığını,- Takibe dayanak belgelerden, ihtarnamedeki borç ile takip miktarının uyumsuz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.Mahkemece, ilâmlı takip yapılamayacağına ve icra dairesinin yetkisine dair itirazların süre yönünden reddine, ipotek senedine göre sorumlu olunan miktarın aşıldığına ilişkin şikayetin kabulü ile taleple bağlı kalınarak takip talebindeki 66.690,30 TL'lik işlemiş faiz yönünden takibin kısmen iptaline karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun "Hükmün Kapsamı" başlığını taşıyan 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve şikayet nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir.O halde, mahkemece, öne sürülen tüm iddialar ayrı ayrı değerlendirilerek gerekçe oluşturulması gerekirken, HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.