Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24281 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17255 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebligattaki hususların aksinin yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği; tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. HGK'nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı .../.... maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir” hükmüne yer verildiği, Tebligat Kanunu'nun ''Tebligat Mazbatası'' başlıklı .... maddesinin .... bendinde ''... inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığının, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılmasının" emredildiği, ''Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesinin (f) bendinde ise ''30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür.Somut olayda; borçlu ... adına çıkartılan ödeme emri tebligatının, “adrese gidildi. Komşusu ... beyanına göre muhatabın ...'da olması sebebiyle adreste bulunamadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun .... maddesi uyarınca Sağlık Mahallesi Muhtarı/Azası İbrahim Yavaş tebliğ edildi. ... nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı. İmza vermekten imtina eden komşusu ... haber verildi.” şerhi ile 08.....2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte ise de; mahkemenin ........2016 tarihli duruşmasında tanık olarak dinlenen ve şikayete konu tebligatta komşu olarak bilgi veren ...'ün beyanında; PTT acentesi olduğunu, postacı geldiğinde ilgiliyi bulamazsa ilgiliye ve muhtara teslim edilmek üzere tebliğ mazbatasını kendisine teslim ettiğini, tebligat zarfı üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu, tebligatı aynı gün muhtara verdiğini belirtmiştir. Buna göre tebliğ işlemi; tebligat evrakının Tebligat Kanunu'nun .../.... maddesi gereğince muhtara teslim edildiği anlaşılamadığından ve tebligat mazbatasındaki imza da ilgili mahalle muhtarına değil komşu ...'e ait olduğundan usulsüzdür. O halde mahkemece, şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.