Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24104 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18706 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda senet üzerinde .... Mahkemeleri'nin yetkili kılındığından bahisle yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece borçlu keşidecinin ikametgahının .... olduğu, ihtilaf vukuunda .... Mahkemelerinin yetkisinin taraflarca kabul edildiği, yetkili icra dairesinin .... Nöbetçi İcra Dairesi olduğu gerekçesi ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK...md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, 6102 Sayılı TTK'nun 777/.... maddesine göre, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1086 Sayılı HUMK.nun .... maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri, buna göre, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiş bulunmaktaydı.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen .... maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir.Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırdedilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda sayılabilirler. Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişileri, gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmaktadır. Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucu böyle bir düzenlemeye gitmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yeni düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları kabul edilmemiştir.Sözkonusu düzenleme ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir başka husus da, yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak 09...2015 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda .... mahkemelerinin, yetkili kılındığı görülmektedir.Takip dayanağı bonoda .... mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge de sunulmadığından, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun .... maddesi gereğince, yetki sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda bonoda tanzim yeri .... olarak belirtildiğinden, .... İcra Dairelerinde takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.O halde mahkemece, borçlunun yetkiye yönelik itirazının reddi ile sair itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan HMK'nun 323. maddesinin .... bendi uyarınca; "Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerinden sayıldığı" düzenlenmiştir. Borçlu asil, icra mahkemesine yaptığı itirazında vekille temsil edilmediği halde, mahkemece lehine 600 TL maktu ücreti vekalete hükmedilmesi de usulsüzdür.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ......2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.