Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24042 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21531 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Oltu İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/02/2014NUMARASI : 2013/56-2014/14 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu F. K.adına kayıtlı bulunan 190 ada 27 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak borçlu vasisi tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda; söz konusu taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğu ileri sürülerek borçlu adına meskeniyet şikayetinde bulunulmuş, mahkemece istem aile konutu şerhi konulması olarak nitelendirilmek sureti ile şikayetin reddine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olup, mahkemece İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi kapsamında inceleme yapılması gerekir. İİK'nun 82 maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. ??cra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun haline münasip evi, mutlaka meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın bulunduğu yerde veya o yere yakın yerlerde edinmesi zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip semtlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi gerekmektedir. Yine, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi şikayete konu olan evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evinin bulunması halinde, istediği taşınmazla ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde, iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir. Bir başka deyişle, İİK'nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna göre inceleme yapılıp, paya isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler göz önüne alınarak İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi ile aynı maddenin 3.fıkrası hükümleri gereğince borçlunun meskeniyet şikayeti incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.