Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24035 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18041 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Polatlı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/03/2014NUMARASI : 2013/37-2014/95 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun icra mahkemesine başvurarak taşınmazları üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece yapılan inceleme neticesinde istemin kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Şikayete konu 3029 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; T.C. Ziraat Bankası lehine haciz tarihinden önce kurulmuş birinci, ikinci ve üçüncü dereceden ipoteklerin bulunduğu, yine 1390 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde de; Denizbank A.Ş. lehine yine haciz tarihinden önce kurulmuş birinci dereceden ipoteğin bulunduğu görülmektedir. Borçlunun, daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak haczedilmezlik iddiasında bulunmasını engeller. O halde mahkemece, şikayete konu 1390 ve 3029 sayılı parsellerde kayıtlı taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin niteliği ile ilgili kayıt ve belgelerin, tapudan ve adı geçen bankalardan getirtilerek ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı belirlenmeli, zorunlu ipotek olduğunun ya da zorunlu ipotek olmasa bile haciz tarihi itibariyle ipoteğe konu borcun tamamen ödendiğinin tespiti halinde haczedilmezlik şikayetinin esası incelenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.