Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23952 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11243 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Bakırköy 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/03/2010NUMARASI: 2010/18-2010/186Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili vasıtasıyla, H.K., T.K. ve ....Şti. aleyhinde keşide yeri ve muhatab bankası İstanbul olan çeke dayalı olarak, Bakırköy 11.İcra Müdürlüğü’nde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatmış, şikayetçi borçlu Hatice Kahramantekin’e örnek 10 numaralı ödeme emri 22.12.2009 tarihinde Çorum’da, .... Şti.ne Bağcılar/İstanbul adresinde itiraz tarihinden sonra 08.01.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir.Şikayetçi borçlu H.’nin 28.12.2009 tarihinde Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itirazı üzerine, mahkemece; bu borçlunun adresinin Çorum’da olması ve diğer borçlulara da ödeme emrinin tebliğ edilmemesi nedenleriyle, Çorum İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğuna 04.03.2010 tarihinde evrak üzerinde yaptığı inceleme sonucunda karar verilmiştir.İİK’nun 50.maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HUMK’nun 9/2.maddesinin 1.cümlesine göre, davalı birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında da takip yapılabilir. Bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde HUMK’nun 9/2.maddesinin 1.cümlesi hükmü uygulanmaz.Anılan kuralların somut olayda uygulanmasında; diğer takip borçlularına ödeme emirlerinin Bakırköy İcra Dairelerinin yetki alanına giren Bağcılar’da tebliğ edilmiş olması nedeniyle, bu borçlular yönünden Bakırköy İcra Dairelerinin yetkisinin kesinleşip kesinleşmediği ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda HUMK’nun 9/2.maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı mahkemece değerlendirilmeden sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.