Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23944 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 25586 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Malatya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 21/05/2009NUMARASI: 2008/438-2009/330Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular aleyhinde keşide yeri bulunmayan ve keşideci adresi olarak da, "... Fabrikası" yazılı olan bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, borçlular ödeme emri tebliği üzerine beş günlük itiraz süresi içerisinde, takibin mükerrer olduğunu ve icra mahkemesinde konkordato talebinde bulunulduğundan bahisle takibin iptalini talep etmiş, mahkemece talepler incelenerek reddine karar verilmiştir.Keşide yerinin bir mülki birim (idari birim) ismi olması ve 14.12.1992 tarih 1992/1-5 sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği gibi keşide yerinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmış olması zorunludur. Mahkemece İİK.nun 170-a maddesi gereğince, keşide yeri olarak gösterilen yerin idari birim vasfını taşıyıp taşımadığının re'sen araştırılması gerekir. Zira, TTK.nun 690.maddesi göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken 681.madde gereğince senette tanzim yerinin idari birim olarak gösterilmesi müracaat hakkının kullanılması, yapılacak icra takiplerinde ve açılacak davalarda yetkili icra daireleri ile mahkemelerinin tespiti açısından gereklidir. 442 Sayılı Köy Kanununun 7.maddesi ve Anayasanın 127.maddesi hükümlerine göre idari birim mahalli idareler ile belediye ve köy kamu tüzel kişisi olarak belirlenmiştir.O halde mahkemece takip dayanağı senette idari bir birim olarak tanzim yerinin bulunmadığı İİK.nun 170/a maddesi uyarınca re'sen nazara alınarak, takibin şikayetçi borçlular yönünde iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle şikayet ve itirazın reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.