Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23857 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14021 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların sair itirazları ile birlikte icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, ... İcra Dairesi'nin yetkili olduğunu ileri sürerek yetkiye itiraz ettikleri ve mahkemece yetkili yerin ... olarak belirlendiği gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 50.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. ....md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak 6102 sayılı ...'nun 777/.... maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabilir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen ....maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Madde metninde tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.Aksi kararlaştırılmadıkça, dava yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede açılır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir. Somut olayda; alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda kanunen yetkili mahkeme ve icra daireleri yanında, .../Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. Bu durumda, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK'nun .... maddesinin ikinci cümlesi kapsamında itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.Takip dayanağı bonoda, kanunen yetkili mahkeme ve icra daireleri yanında .../Merkez Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması, münhasır olmayan yetki sözleşmesi niteliğinde olup, borçluların ikametgahı ve bononun düzenlenme yeri olan Samsun İcra Daireleri de yetkili olduğundan, ... İcra Dairelerinin münhasır yetkili olduğundan bahsedilemez. Şu halde alacaklının Samsun İcra Dairelerinde takip başlatmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.O halde, mahkemece, yetki itirazının reddi ile borçluların diğer itirazlarının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, .../.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.