Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23843 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11136 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Kemer İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/12/2009NUMARASI: 2009/215-2009/270Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun 24.11.2009 tarihinde haczi yapılan menkullerin rehin kapsamında olup haczin kaldırılmasına ilişkin talebi üzerine, mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, mahcuzların ticari işletme rehni olduğuna dair bilgi ve belge olmadığı, haczedilen taşınırların tapu sicilinde teferruat olduğuna ilişkin de kayıt olmadığından bahisle istemin reddine karar verilmiştir.İİK.nun 83/c maddesinde "Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunu'nun 862. maddesi hükmü saklıdır." düzenlemesi yer almaktadır. Kural olarak taşınmaz telef, tahrib veya tağyir edilmeden ondan ayrılması mümkün olan eklenti ana taşınmazdan ayrı haczedilip satılabilir. Ana taşınmazın ipotekli olması hali için düzenlenmiş yukarıdaki yasa maddesine göre ipotekli taşınmazın ipotek akit tablosunda sayılı ve eklenti niteliğini taşıyan menkuller taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği gibi ikinci fıkrada Türk Medeni Kanun'un 862.maddesi hükmü saklı tutulmuş olup, bu maddeye göre rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kıldığından akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki mahcuzlar da taşınmazdan ayrı haczedilip satılamaz. Taşınmazın ipotekli olduğu her iki durumda da ( ipotek akit tablosunda yazılı olsa da olmasa da) mahkemece mahcuzların medeni kanun hükümlerine göre eklenti niteliğinde olup olmadığı bilirkişi aracılığı ile belirlenmeli taşınmaz ipotekli, mahcuz menkullerde bu taşınmazın eklentisi niteliğinde ise haczedilmezlik şikayetinin kabul edilmelidir. Anılan yasal düzenlemede mahkemenin kabulünde olduğu üzere rehnin sadece ticari işletme rehni olması yönünde bir kısıtlama da bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece yukarıda anlatılan ilkeler doğrultusunda duruşma açılarak tarafların delilleri sorulmalı, haciz yapılan taşınmazın tapu kaydı getirtilip üzerinde ipotek olup olmadığı belirlenmeli, mahcuzların eklenti (teferruat) niteliğinde olup olmadığı bilirkişi incelemesi ile belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde istemin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.