Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23815 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11326 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/02/2010NUMARASI: 2009/1728-2010/106Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı .... AŞ. tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerine başlandığı, dosya alacaklarının 08.04.2002 tarihinde TMSF’ye temlik edildiği ve TMSF tarafından da 10.03.2006 tarihinde alacaklı ... AŞ. ne temlik edildiği anlaşılmıştır.5411 Sayılı Kanunun 141. maddesinde; "Bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır." düzenlemesi yer almaktadır. Aynı kanunun geçici 16. maddesi ise; "Bu kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir" hükmünü içermektedir.Borçlar Kanunun 168/1.maddesine göre; alacağın temlikinde, temlik eden kimsenin şahsına has olanlardan başka, rüçhan hakları ve diğer eklenmiş haklar dahil olur. Buna göre, Fon alacağı yönünden geçerli olan zamanaşımı süresi temlik kapsamında olup, dosya alacaklarını temellük eden alacaklı .... AŞ. yönünden de uygulanması gerekir.Geçmişe etkili olacağı 5411 Sayılı Kanunda açıkça kabul edilen bu lehe hükümler gereğince, fiilin gerçekleştiği tarih takip konusu bonoların vade tarihi olup, bu tarihlerden itibaren de yasada belirtilen 20 yıllık süre henüz dolmamış ve zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Zira, yasa zamanaşımını fon alacakları için geriye çekmiş bulunmaktadır. O halde, mahkemece, istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında isabetsizdir. Kabule göre de; TTK. nun 690.maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 661. maddesinde, poliçeyi kabul edene (bonolarda keşideciye) karşı açılacak davaların, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı öngörülmüştür. Somut olayda, 2008/5626 esas sayılı icra takibinin dayanağı 06.03.2000 tanzim ve 16.02.2001 vade tarihli bono ile 2008/5750 esas sayılı icra takibinin dayanağı 01.07.1999 tanzim ve 16.02.2001 vade tarihli bonoda, tanzim eden muteriz borçlu olup, lehdarın ise alacaklı olduğu anlaşılmış olmakla, anılan bonolara dayalı takipler yönünden zamanaşımı süresi üç yıldır. Bu takiplerde son işlem tarihi ile şikayet tarihi arasında üç yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden, 2008/5626 ve 2008/5750 esas sayılı icra takiplerini de kapsar şekilde zamanaşımı itirazının kabulü de doğru değildir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.