Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23796 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5666 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlu, haczedilen taşınmazın, İİK'nun 82/.... maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece taşınmazın satışından 70.000 TL bedel ayrılmak kaydı ile 90.000 TL’den aşağı satılmamasına karar verilmiştir. İİK’nun 82/...-.... maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Öte yandan intifa hakkı sınırlı ayni haklardan olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 794. ve devamı maddelerinde intifa hakkının, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabileceği, aksine düzenleme olmadıkça bu hakkın sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağı, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı, taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkının tapu kütüğüne tescil edilmiş ise herkese karşı ileri sürülebileceği ve hak sahibinin ölümü ile sona ereceği düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda ....09.2014 tarihinde başlatılan takipte aynı gün ihtiyaten haczine karar verilen meskeniyet şikayetine konu ... parselde tapuya kayıtlı ... nolu bağımsız bölüm üzerinde, 99 yıllığına .... .....lehine kurulan intifa hakkının 09.09.2011 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan ....03.2015 tarihli bilirkişi raporunda, her ne kadar taşınmazın değeri 96.350,00 TL olarak hesap edilmiş ve borçlunun daha mütevazi semtlerde alabileceği evin değeri de 70.000 TL olarak belirtilmiş ise de, yukarıda izah edildiği üzere tapuya tescil ile herkese karşı ileri sürülebilecek olan ....kişi lehine tesis edilmiş irtifak haklarından olan “intifa hakkı” taşınmazın cebri icra ile satışında dahi ihale alıcısına karşı ileri sürülebilecek olduğundan ve alıcının intifa hakkı sona erene kadar taşınmazdan tam yararlanma hakkı elde edemeyeceği göz önüne alındığında, bu hususun taşınmazın değerinin hesabında dikkate alınması kaçınılmaz olacaktır. Mahkemece aldırılan ........2015 tarihli ek bilirkişi raporunda ise, şikayete konu taşınmazın kuru (çıplak) mülkiyet değerinin 32.116,67 TL olarak hesap edildiği görülmektedir. Bu durumda borçlunun haline münasip ev alabileceği değer 70.000 TL olarak tespit edilmiş olmakla bu değer, takipten ve takibe dayanak borçtan dahi evvel kurulan intifa hakkı ile yükümlü taşınmazının kuru mülkiyet değerinden fazla olduğuna göre şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, .../.../2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.