Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23787 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 29871 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Şikayetçi borçlu şirket vekili, diğer fesih sebepleri ile birlikte satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ... parsel sayılı taşınmazda bulunan ... nolu bağımsız bölüme ilişkin ihalenin feshi isteminde bulunmuştur.Somut olayda, alacaklı tarafından dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesinde borçlu şirketin adresinin “.. ... .... ... Daire: 194” olarak yazıldığı, yine takibe dayanak hesap kat ihtarnamesinde aynı adres belirtilerek 27.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ipotek resmi senedinde borçluya dair herhangi bir kayıt yer almadığı, borçlunun tebliğ tarihleri itibari ile ticaret sicilinde mevcut adresinin de “no:194” olmasına rağmen, takipte tüm tebligatların borçlunun bilinen adresi yerine aynı adreste “no:86”ya yapıldığı, borçlunun ise tebligat yapılan adresi kabul etmediği görülmektedir.Öte yandan satış ilanına ilişkin tebligatın, 03.06.2015 tarihinde tebligatı alacak kimseler mutat iş saatlerinde bulunamadığından ... .... imzasına yapıldığı belirtilmiş ise de, tebligatı alan ve yetkili de olmayan kişinin şirketin işçisi/çalışanı vb. olduğu belirtilmediğinden Tebligat Kanunu’nun .... maddesine göre usulüne uygun olarak yapıldığı kabul edilemez.İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir.O halde mahkemece, borçluya satış ilanı tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeni ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan, HMK’nun 297. maddesinin (...). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ........2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.