Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23787 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 11325 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 13. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/03/2010NUMARASI: 2009/1567-2010/338Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 71.maddesi hükmü aynen "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" hükmünü içermektedir.Somut olayda ödeme belgesi olarak sunulan 04.05.2009 tarihli 41.000,00 Euro ve 13.07.2009 tarihli 10.000,00 Euro bedelli banka havale dekontlarında hiçbir açıklama yapılmadığı, daha sonradan borçlu tarafından bankaya 15.09.2009 tarihinde verilen talimat üzerine “24.İcra 2009/5374 nolu dosya ile ilgilidir” açıklamasının yapıldığı görülmüştür. Borçlar Kanununun 85. maddesi uyarınca, “Birden fazla borçları bulunan borçlu, borçları ödemek zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etmek hakkını haizdir. Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur.” Bu durumda, havalelerin yapıldığı tarih itibari ile bir diğer ifade ile maddedeki tabir ile “ödemek zamanında” ödemenin şikayete konu icra takip dosyası için yapıldığı yönünde bir açıklama bulunmadığından, daha sonra yapılan açıklamaya itibar edilerek, borçlu tarafından, ödemenin bu dosya için yapıldığı sonucuna varılamaz. Öte yandan, alacaklı vekili bu ödemeleri Ankara 15.İcra Müdürlüğü’nün 2009/12524 esas sayılı icra takip dosyasına mahsup ettiğini bildirdiğine göre, ödemelerin şikayet konusu Ankara 24.İcra Müdürlüğü’nün 2009/5374 esas sayılı icra takip dosyası için yapıldığının kabulü mümkün değildir O halde mahkemece 51.000,00 Euro ödemeyi hesaplamaya katan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.