Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23432 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18201 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Küçükçekmece 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/04/2014NUMARASI : 2013/278-2014/305 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi borçlu belediye banka hesaplarına haciz konulduğunu haciz konan hesapların İİK'nun 82/1 ve Belediye Kanununun 15/son maddeleri gereğince haczinin kabil olmadığını belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kabulüne ve banka hesabına konan haczin kaldırılmasına karar vermiştir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre, asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Bütün bu açıklamalar ışığında, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediye ispatlamalıdır. Aksi halde şikayetin reddi gerekecektir Haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığının kabulü zorunludur. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine, havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır. Somut olayda takibin kesinleşmesi üzerine alacaklı tarafından borçlu P.. B..nın Ziraat Bankası Pendik Şubesindeki 2759948-5001 numaralı hesabına haciz konulması üzerine, borçlu belediye haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece belediyenin anılan bankadan getirilen müşteri hesap ekstresi dikkate alınarak ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar vermiş ise de; dosya içerisinde bulunan söz konusu hesap hareketlerinin incelenmesinde 14.02.2012 tarihinde hesaba aktarılan 252,21 TL, 30.03.2012 tarihinde hesaba aktarılan 215 TL ve 09.04.2013 tarihinde İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğünün 2011/20152 numaralı dosyasından hesaba yatırılan 3443,09 TL'nin kaynağı, giriş sebebi ve niteliği belirlenmeden, havuz hesabı oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.