Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2342 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 22115 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/07/2008NUMARASI : 2008/803-2008/721Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlu SSK’dan aldığı emekli maaşına konulan haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur.506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 121. maddesinde (bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez) hükmüne yer verilmiştir. İİK.’nun 83-a Maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklı ile yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de “…Borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunamayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira, bir malın ne derece haczedilmez olduğunun, borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği…” ifade olunmuştur. Ancak borçlunun haciz sırasındaki ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu haklardan vazgeçmesi mümkün ve geçerlidir.Somut olayda, takip kesinleştikten sonra borçlu 03/03/2006 tarihinde SSK’dan almakta olduğu emekli maaşından her ay 300,00 TL.nın borç bitinceye kadar haczine muvafakat etmiştir. Aynı tarihte haciz kararı verilerek SSK Genel Müdürlüğü Tahsisler Daire Başkanlığına yazı yazılmıştır. Bu durumda borçlunun haciz sırasındaki haczedilmezlikten feragate ilişkin bu beyanı geçerli ve süreklilik kazanan Yargıtay kararlarına da uygundur. Açıklanan nedenlerle, Mahkemece şikayetin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.